
Eğitim Gelişim Dünyası Nereye Yöneliyor?
Bu fotoğrafı geçen yıl Galata Kulesi'nin dibinde çektim. Klasik muzik konseri veren bu gençlerin kule dibine yaydıkları güzel seslerin ardında büyük bir öğrenme deneyimi olduğunu anımsadım. Ne ara , nasıl bir beyinsel ve fiziksel süreçten geçerek o ahşap enstrümanlardan böyle ahenkli ve "güzel" sesler çıkartabiliyorlar diye merakla izledim onları. Evet , hala bazı şeylere şaşırabiliyorum.
![]() ÖĞRENME: YAPMAK, YAPTIKÇA "OL"MAK! DÖNÜŞMEK! Bu müzisyen geçnler belki daha 10 yıl öncesine kadar bebektiler ve kimse onların istanbulun orta yerinde mozart çalabileceklerini tahmin bile edemezdi belki. Bu çocuklar hangi ara ve nasıl bir süreçten geçerek böylesine karmaşık enstrümanlara ses verebilecek bir hale geldiler? insanın "olma" ve "yapma" hallerinde gizli aslında işin özü. Birşeyleri "yap"tıkça başka birşey "ol"uyoruz. Kişinin bu olma ve yapma hallerindeki değişim ve sihir beni meslegime bağlayan en önemli şey. Öğrenme ve Gelişim yapma, yaptıkça başka birşey olma halinden başka birşey değil. Parmaklarımız enstrümanın üzerinde bir takım pratikler egzersizler yaptıkça, çalmayı öğreniyoruz. Parmaklarımız da öğreniyor bunu. Bizden bağımsız. Ve biz sonuçta enstrüman çalan, muzisyen, yani başka birşey "oluyoruz" "yap"tıkça... EGİTİM VE GELİŞİMDE TREND ARAYIŞI YA DA İŞİN ÖZÜ Peki gelelim İk dünyasına. İnsan kaynakları ve eğitim gelişim dünyasında sürekli bir trend arayışı söz konusu. Profesyonel hayatın getirdiği "trend" bağımlılığı bazen bizlerde hastalık derecesinde yeni araç ve yöntemlere yöneltebiliyor. İşin en basit sihirini, yani öğrenmeyi , yapma ve olma hallerinin basitliğini unutuyoruz. HR Power Conference'in 2.'sine Eğitim ve Gelişimde Yenilikler konulu bir panelde konuşmacı olarak davet edildim 2012 sonunda. Panelin konusu, 2013 yılında bizi neler bekliyor eğitim dünyasında ? Şansıma panelist olarak birlkte başka platformlarda çalışma ve işbirliği yapma şansı bulduğum çok değerli ve sevdiğim meslektaşlarım vardı. Garanti'den Aylin Obalı ve Avea'dan Aslı Seyis. Orada dile getirdiğim düşüncelerimi unutmamak için burada yazmaya karar verdim. Özetle paneldeki konuşmamda şunlardan sözettim: HR power conference'daki panel'den bir görüntü Eğitim ve gelişimdeki yenilikleri takip etmek elbetteki görevimiz. Fakat işin özünü unutup , eğitim ve gelişimle elde etmeye çalıştığımız şeyleri ikinci plana itip, eğitimin sadece bir araç olduğunu yoksayma eğilimini getiriyor sanki trend takipçiliği. YENİLİKÇİLİK AMA ESKİYİ İHMAL ETMEDEN 1999 yılında Turkcell'den sonra Türkiye'nin ikinci büyük kurumsal e-learning platformunu kurmak ve yönetmek bana kısmet olmuştu. Garanti Bankası'nın halen kullanılmakta olan uzaktan eğitim sitesi o dönemlerde çok ilerici, cok yenilikçi, iddialı bir trendin öncülerindendi. O zamanlar ASTD dergilerinde ve web sitelerinde "Önümüzdeki 5 yılda şirketler eğitimlerinin %67.3'ünü e learning ile verecekler" gibi iddialı trend varsayımlarına rastlıyorduk. Aradan 12 yıl geçtikten sonra ASTD'nin kendi raporlarına baktığımızda halen teknoloji destekli eğitimlerin oranı %30 u geçmiyor. Bu demektir ki elbette yeni araç ve yöntemlere zamanımızın , ilgimizin %30'unu ayıracağız fakat rahmetli Aristo'dan bu yana gelen eğitmen destekli, deneyim tabanlı eğitimlerden de kolay kolay vazgeçemeyecegiz. Her Eğitim ve İK profosyeneli sıklıkla şu cümleleri kurabiliyor: "Sosyal öğrenme platformumuz çok önemli. Y kuşağı artık facebook'tan eğitilebilir" "Action learning projelerimiz nasıl gidiyor?" "Mentorlarımızla menti'leirmiz ne sıklıkta görüşüyor?" "Mobile learning projesi bir türlü bitmedi , ama harikalar yaratacağız" "E learning ve blended learning kurumumuzun en önemli projelerinden biri" vs. vs. E-EĞİTİM İYİ EĞİTİMİN ALTERNATİFİ DEĞİL Trendleri artık hepimiz biliyoruz. Bunları elbette uygulayalım. Ayrıca şunu da kabul etmek gerekir ki Türkiye'deki İK profesyonelleri dünya trendlerini çok hızlı bir şekilde kendi şirketlerine aktarıp hayata geçirebiliyorlar. Bu gerçekten güzel bir durum. Benim sadece altını çizmek istediğim şey şu. Örneğin reklam sektörünü düşünün. E-Reklam, dijital reklam çıktı diye normal reklamlardan vazgeçiyor muyuz? Hayır. E reklam nasıl ki iyi reklamın alternatifi değilse, örneğin e-eğitim de iyi eğitimin alternatifi değildir. Bunu unutmamalıyız. Yenilikler hep olacak. Herşeyi belirli bir zaman ve enerji ayırarak denemeye devam edeceğiz. İşimizin bir parçası da yenilikçilik. Yenilikçiliği trend takipçiliğinin ötesinde bir yerde konumlandırıyorum. 2013 le birlikte eğitim dünyasına baktığımda gördüğüm değişimlerden söz ettim bu nedenle panelde. Gördüklerim şunlardı: Şirketlerin kendi içinde öğrenme ve gelişimi konumlandırması değişiyor: İK'nın altında sınırlı özerklikle sadece eğitim merkezi gibi işleyen eğitim departmanları tarih öncesinde kalıyor. Yeni bir konumlandırma var:
Eski Tip Eğitmenlerin Dönemi Kapanmıştır! Bilen özne (eğitmen) ve ezik ve gelişmeye muhtaç nesne (katılımcı) arasındaki mikro iktidar ilişkisine dayanan eğitim anlayışı keçiboynuzu tadı verdi ve bu herkes tarafından kabul edildi. Sürdürülebilir bir eğitim yaklaşımı değil tek taraflı eğitim. Bu nedenle öğrenen odaklı eğitim tasarımları dışındaki eğitimlerin son kullanım tarihi geçti. Eski tip eğiticilere geçmiş olsun. Tek çözüm eski eğitimlerine yeni tasarımlar getirmek ve çok konuşan eğitmen profilinden meraklı ve fasilitatör danışman rolüne geçiş gerekiyor. Eskilerin alışkanlıklarını bırakmasının zor olacağını varsayıyorum. Hele ki üniversite hocası gibi bilgisine saygı duyulan, bilgisiyle sınıfta iktidar olan eğitmenler malesef tercih edilmemeye başlandı. Daha az karizmatik fakat öğrenenlere yani katılımcıya daha fazla odaklı, katılımcının aktif çalışmalarla öğrenmesini destekleyecek eğitmenlerin zamanı artık. Öğrenme ve Gelişim Yöneticisi Profili de Yeni Dönemde Değişti Konulara hakim, değişim yöneticisi profili geliyor. Eskiden iyi bir eğitim yöneticisinin tasarım, ölçme, analiz gibi konulara odaklanması, eğitim bütçesini yapması, operasyonları lojistiği iyi yönetmesi , zaman planlarına uyması , kaynaklarını iyi değerlendirmesi beklenirdi. Yeni tip eğitim yöneticisinin öncelikle:
Kendilerini de geliştirmek için koçluk , liderlik vs. gibi kurslara gidenlerin sayısı da azımsanacak ölçüde değil. Çevrenize bakın görürsünüz. Yeni dönemde neler var?
|